27 Ocak 2012 Cuma

İNSANDA BOŞALTIM SİSTEMİ

İNSANDA BOŞALTIM SİSTEMİ

İnsanlardaki boşaltım sistemi, böbrekler, üreterler, mesane ve üretradan oluşur.

Böbrekler: Böbrekler, karnın arka duvarında, bel omurlarının iki yanında bulunan, ortalama 130 g. ağırlığındadır. Çukur kısımları birbirine dönük şekilde iki tanedir.

BÖBREĞİN KISIMLARI
1. KABUK (KORTEKS)
Nefronun; bowman kapsülü, glomerulus ve tüplerinin büyük bir kısmı kortekste bulunur. Korteks, koyu renkli görünür.
2. ÖZ BÖLGESİ (MEDULLA)
Öz bölgesi, diğer bir adıyla medulla, kabuk bölgesinin altında bulunur. Bu kısımda nefronların henle kulbu ve malpighi piramitleri bulunur.
3. HAVUZCUK (PELVİS)
Havuzcuk (pelvis) en içte bulunan kısımdır. Bu kısımda oluşan idrar toplanır.

Böbreğin iş gören birimlerine "nefron" adı verilir. Nefronun yapısı incelendiğinde üç kısımdan oluştuğu gözlemlenir.

1. GLOMERULUS: Glomerulus, bir kılcal damar yumağıdır. Glomerulusu vücutta bulunan diğer kılcal damarlardan ayıran bir takım özellikler vardır. Bunlar:

  • Glomerulus kılcallarının iki ucu da atar damarlara açılır. 
  • Glomerulus kılcallarındaki kan basıncı diğer kılcallardaki kan basıncının yaklaşık iki katıdır ve bu basınç damar boyunca sabittir. 
  • Glomerulus kılcalları çift katlı epitelden oluşur. 
  • Glomerulus kılcallarında sadece kılcaldan dışarıya madde geçişi olur. 
2. BOWMAN KAPSÜLÜ: glomerulusu saran, yassı epitel hücrelerden oluşmuş, içi boş yarım küre şeklindeki yapıdır. Glomerulus ve bowman kapsülü bir arada malpighi cisimciğini oluşturur. 

3. TÜPLER: Malpighi cisimciğini sırasıyla "proksimal tüp", "henle kulbu" ve "distal tüp" izler. Distal tüp, toplama kanalına açılır. 

NEFRONUN GÖREVLERİ 
1. SÜZME: Atar damardan böbreklere gelen kanın basıncı diğer kılcal damarlara oranla yüksektir. Bu basıncın etkisiyle kandaki glikoz, aminoasit, su, inorganik tuzlar ve üre gibi küçük yapılı maddeler glomerulus kılcallarından bowman kapsülüne geçerler. Bu olaya "süzme" denir. Süzme olayı için enerji harcanmaz. Süzme sırasında büyük yapılı maddeler (kan hücreleri, plazma proteinleri gibi...) glomerulustan dışarı çıkmaz. 
Süzme hızı kan basıncına bağlıdır ve birim zamanda glomerulustan bowman kapsülüne geçen sıvı miktarıdır. Bu nedenle korku, heyecan gibi durumlarda ve soğuk olan havalarda idrar oluşumu artar. 
2. GERİ EMİLİM: Süzme ile bowman kapsülüne gelen sıvının içindeki glikoz, aminoasit gibi yararlı maddeler geri emilerek kana geri gönderilir. Bu şekilde idrarla sadece işe yaramayan maddeler dışarı atılmış olur. 
  • Proksimal tüpte: Su osmoz yoluyla, glikoz, aminoasitler, vitaminler, klor, bikarbonat iyonları ise aktif taşımayla; hidrojen iyonları ise yoğunluğa bağlı olarak aktif ya da pasif taşımayla geri emilir. 
  • Henle Kulbunda: klor iyonu aktif taşımayla geri emilirken, sodyum iyonları artı yük taşıdıklarından klor iyonlarının ardından pasif olarak emilirler. Henle kulbunun çıkan kolunda su emilimi yapılmaz. 
  • Distal Tüpte: Sodyum iyonları ve su emilimi burada da devam eder. Distal tüp çeperi üreye geçirgen olmadığından üre emilimi olmaz ve bu nedenle tüpte üre yoğunluğu artar.
    • Aktif taşımayla sağlayan emilim, maddelerin kandaki yoğunluğuna bağlıdır. Maddelerin kandaki normal değerlerine "eşik değer" adı verilir. Maddenin kandaki miktarı eşik değerden fazlaysa, fazla olan miktar geri emilmez ve idrarla dışarı atılır. 
    • Sağlıklı bir kişide glikoz ve aminoasitlerin %100'ü, suyun yaklaşık olarak %99'u, sodyum iyonunun %99,5'u, ürenin %50'si geri emilir. 
3. AKTİF BOŞALTIM (SALGILAMA): Süzülme ile bowman kapsülüne geçemeyen maddelerin, kılcaldamarlardan, geri emilimin tam tersi yönünde, aktif taşımayla kanalcığa geri verilmesidir. örnek: hidrajen iyonu, amonyum ve penisilin gibi... 

Böbrek hücreleri yeterli oksijen bulamazsa geri emilme ve salgılama aksar, süzülme ise devam eder. 





GERİ EMİLİMDE ROL OYNAYAN HORMONLAR

  1. ANTİDİÜRETİK HORMON (ADH): Nefron kanallarından suyun geri emilimini sağlar. Az salgılanması çok sulu yani seyreltik ve fazla idrar oluşumunu sağlar. Kandaki su azalacağı için su içme isteği artar. Bu hastalığa "şekersiz şeker hastalığı" adı verilir. 
  2. ALDOSTERON: Böbrek üstü bezlerinden salgılanan bu hormon, sodyum iyonu gibi bazı iyonların geri emilimini sağlar. Yeterli salgılanmaması durumunda, vücutta iyon eksikliği oluşur ve kan basıncı düşer, kaslar zayıflar ve derinin rengi değişir. bu hastalığa "addison hastalığı" adı verilir. 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder